3 Kasım 2013 Pazar

Sonsuz Bir Umut

     "Bir kelebeğin boşluğa süzülüşüydü sonsuzluk ve yine bir kelebeğin ışığa gidişiydi umut. Işığa süzülen bir kelebekse sonsuz bir umuttu.
     Kelebek ve ışık arasındaydı en büyük aşk. Yanacağını bile bile ışığa gidebilmekti, ulaşamasa bile o uğurda ölmekti. Kelebek bazen sorardı kendine aşkı ışığa mıydı yoksa kalbindeki sonsuz umuda mı? Bir günlük ömrüne sonsuzluğu sığdırabilmek mi onu ışığa itmişti yoksa ışığı bulma isteği mi? Bunu bilmiyordu sadece uçuyordu işte. Ne de olsa uçmak bulunduğu karanlığa açtığı bir savaştı sonunda ölüm olsa bile.
      Kelebek bir an durdu. Ne yapıyordu, ışığa yaklaştıkça artan sıcaklığı hissetmiyor muydu? Düşündü. Elbette hissediyordu ama o, dönüp arkasına baktıktan sonra ışığa yöneldi ve uçmaya devam etti. Yansa bile karanlıkta tek başına sessizliğin sesini dinleyerek ölmekten daha iyiydi. En azından aydınlığın ona verdiği sıcakla yüreğinin odalarına dolan huzurla ölecekti. Hedefe varmanın, karanlığın şahını devirdiği o anın sevinciyle ölecekti. Hayat ona değil, o hayata mat diyecekti, sonsuzluğu yaşadığı o tek günde.”
                                                         
                                                                 Tuğçe AKDEMİR
                                                      Kelebekler Işığa Gider- sayfa 165



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder