24 Temmuz 2013 Çarşamba

SUSMAK İSTER BİR İNSAN

SUSMAK İSTER BİR İNSAN

Sustuğunda bir insan
yankılanır düşünceler karşıdaki boşlukta
insan sustuğunda farkeder
yalnızlığın kalabalığını
kaybolmak ister bir insan;
şekerden yapılmış bir kasabada
ya da yolu belirsiz bir trende
kaybetmek ister bir insan;
aslında kaybedecek hiçbir şeyinin olmadığını farkettiğinde
keşfetmek ister bir insan;
ayak değmemiş bir kumsal gördüğünde
ıslanmış kirpiklerin ardında saklanan gözleri farkettiğinde
görmek ister bir insan;
yılların hasreti çöktüğünde yüreğe
hayallerde bile başladıysa kaybetmeye
haykırmak bile yetmiyorsa  acıyı dindirmeye
ve yine susmak ister bir insan;
tarifi mümkün değilse durumun
silinmiyorsa karanlığı dökülen kurumun
aydınlatamıyorsa  ışığı ufak bir mumun
ve yine kaybolmak ister bir insan ;
pusula hiç varolmamışsa çıkılan yolda
sarılacak hatıralar yoksa bir kolda
insanlar arkadan vurmaya ya da önden yürümeye başladıysa
dost kalmadıysa sağda ya da solda
ve yine kaybetmek ister bir insan;
kazanmaya yetmiyorsa artık alın teri
geri dönüyorsa yola çıkan her dost neferi
patlıyorsa bir çocuğun bisikletinin tekeri
ve yine keşfetmek ister bir insan;
en tozlu günde toz konmayan bir yüreği
yozlaşmış dünyada bir sandalcı,  kaybetmeyen sandaldaki küreği
ve yine görmek ister bir insan;
doğan güneşle aydınlanan puslu geceyi
bir annenin çocuğu için kaynatacağı tencereyi
uçurtmanın gölgesiyle koşuşan bir kediyi
neşeyle atılan bir topun kıracağı pencereyi
ve insan yine susmak ister
yine kaybolmak
yine kaybetmek
yine keşfetmek
yine görmek
ta ki
susacak kadar yalnız olmayana
kaybolacak kadar yitmiş olmayana
kaybedecek kadar düşmüş olmayana
keşfedecek hiçbir yer kalmayana
göremediği bir yelle savrulmayana
kadar...

Tuğçe AKDEMİR
25.07.2013
İstanbul