7 Mart 2013 Perşembe

Karanlığın Nabız Sesleri

                          Karanlığın Nabız Sesleri

    Her insan güneşin göz alıcı ışığıyla uyanır ve yine her insan gecenin karanlığa teslimiyetiyle uykuya dalar. Bazen geceyi aydınlatmak, bazense günü loşlaştırmak gerekir. Siz hiç geceyi aydınlattınız mı? Geceyi aydınlatmak dünya üzerindeki en ağır iştir.
     Hani bazen garip sesler duyar ve gece lambasını açarsınız. Korkarsınız çünkü karanlık yutucudur. Sonra ışığın varlığı size bu seslerin yan komşunun ayak sesleri olduğunu fısıldar. Ve siz de rahatça karanlık uykunuza geri dönersiniz.Ara sıra gerçekleri arama yoluna düşen yüreğiniz için siyaha beyaz tonlar katın. Tıpkı Bob Marley'nin dediği gibi "Karanlığa ışık tutun."
     Siyah ve beyaz birbirine zıt kavramları temsil eder çoğu zaman. Peki birbirlerine bağımlı kavramlar olmadıkları ne malum! Siyaha beyaz eklenmeden siyahı, beyaza siyah eklenmeden beyazı farkedebilir misiniz? Kelebekler ışığa giderler. çünkü içinde bulundukları karanlığı ancak ışıkla farkederler. Bu biraz da bilinmeyenden kaçma gibidir. Karanlık, üzerine çalışma yapılamayan ve bilinmeyen bir konudur. İnsanlar da doğal olarak doğru bilinenlerin yanlış çıkmasından korkarak karanlığa adım atmazlar.
     Bilinen gerçeklerin yanlışlığının ortaya konulduğu ve yeni bilgilerin açığa çıktığı döneme "Aydınlanma Dönemi" denilmiştir. Bunun nedeni ışığa yönelmek miydi, yoksa karanlığa ışık tutmak mı? Işığı ele almak mı, yoksa karanlığa adım atmak mı? Eğer ışığa ve bilinene gitmek olsaydı, şuan dünya bir öküzün boynuzunda dönüyor olurdu.
     Karanlık korkuların değil, bilinmeyenlerin nabız seslerinden oluşan bir orkestradır. Müziğe kulak verin. Mutlaka sahne aydınlanacak ve müzik doruğa varacak. Yeter ki siz karanlığa ışık tutma hevesinde olun.

Tuğçe AKDEMİR
29.11.2010
İstinye, İstanbul  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder