11 Mart 2014 Salı

BEN BERKİN; BİR AKVARYUMA HAPSEDİLMİŞ BERKİN!


   
                             BEN BERKİN; BİR AKVARYUMA HAPSEDİLMİŞ BERKİN!

     Ekmek ne kadar keskin bir silah ve 14 yaş ne kadar tehlikeli bir yaş? Bu kadar mı korku salıyordu küçücük bir bedenin ekmek alması? Boğazınızdan geçen her lokmada aklınıza gelmiyor mu; o ekmek ve o çocuk?
     Ekmek almak evdeki küçük kahramanların görevi değil midir? Ya ekmek alırken vurdurmak bir çocuğu, bu hangi kahramanın (!) görevidir?
     Ben Berkin, 14 yaşımda vuruldum. Komadayken 1 yaş büyüdüm. Adım 15, bedenim 14. Komadaki bir çocuk üfleyemez ki mumları! Hem söndürmeye gerek yok mumları, azıcık da olsa aydınlık kalsın etrafım. Bu ülkeye aydınlık gerek! Bir çocuğun öldürüldüğü bir toprak doğan güneşle aydınlanabilir mi ki? Kurumuş kanın karanlığı vardır o toprakta.
     Ben Berkin, dünya artık 16 kilo! Ben kadar, eriyip kaybolan vicdanlar kadar, rüzgarla savrulan masumiyet, en derin kuyuda boğulan özgürlük ve yazamadan kırılmış kalemler kadar... Dünya artık 16 kilo!
Zaman dondu artık. Ben Berkin, 15 yaşında 16 kilo! Bir akvaryuma hapsettiler ve dondurdular bedenimi.
    
    Ben Berkin, bir karadeliğe atılıp zamanın dışına çıkarılmış Berkin! Ölü bir beden yaşayan bir ruhum. Yaşayan bedeninizdeki ruhunuzu öldürmeyin! Düşüncelerinizi, özgürlüklerinizi, vicdanınızı hapsetmeyin hapsettirmeyin bir akvaryuma! Deniz olsun düşünceler, okyanus olsun özgürlükler ve yıkasın kurumuş kan karanlığındaki toprağı. Belki o zaman güneş aydınlatır toprağı ve insanlığın pusulayı kaybettiği yolu!
                                                 
                                                     Tuğçe AKDEMİR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder